Bugün, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü.
Çocukların haklarını korumak, güçlendirmek ve onları güvenli bir geleceğe hazırlamak, hepimizin ortak sorumluluğudur. Ancak ülkemizde çocukların eğitim, beslenme, güvenlik ve gelişme haklarının giderek daha fazla tehdit altında olduğu bir dönemden geçiyoruz.
Eğitimde Fırsat Eşitliği Anayasal Bir Haktır
Eğitim hakkı Anayasa’nın 42. maddesiyle güvence altına alınmıştır.
Bu madde yalnızca eğitim hakkını değil, eğitimde fırsat eşitliğini sağlama yükümlülüğünü de devlete verir.
Ne yazık ki bugün; Sosyoekonomik farklılıklar, Okullar arası nitelik uçurumu, Sınav sistemlerinin adaletsiz yapısı, Bölgesel imkân eşitsizlikleri çocuklarımızın bu anayasal haktan eşit biçimde yararlanmasını engelliyor
LGS gibi sınavları, çocukları adil olmayan bir rekabet ortamına sürüklüyor. Fırsat eşitliği ortadan kayboluyor ve eğitim bir hak olmaktan çıkıp bir yarış hâline geliyor.
Oysa eğitim, doğuştan gelen ve eşit erişim gerektiren temel bir haktır; bir eleme sistemi değil.
Çocuk İşçiliği Artıyor; Gelecek Elimizden Alınıyor
MESem, Mesleki Eğitimde Ankara Modeli gibi uygulamalarla çocuklar daha okul sıralarındayken çalışma hayatına itilmekte, güvencesiz koşullarda vasıfsız iş gücü olarak kullanılmaktadır.
Bu uygulamalar: Eğitim hakkını zedeliyor, Çocuk gelişimini tehdit ediyor, Yoksulluğu kalıcı hâle getiriyor.
Her çocuk, ekonomik koşulları ne olursa olsun öğrenme ve gelişme hakkına sahiptir. Çocuk işçiliğini meşrulaştıran her adım, çocuk haklarının ihlalidir.
Yetersiz Beslenme Alım Gücü Sorunudur
Türkiye’de çok sayıda çocuk güne aç başlıyor veya okula aç gidiyor. Bu yalnızca bireysel bir durum değil, alım gücünün düşmesi ve yüksek yaşam maliyetlerinin yarattığı yapısal bir sorundur.
Yetersiz beslenme çocuklarda: Fiziksel gelişim geriliğine, Konsantrasyon bozukluğuna, Akademik başarısızlığa, Sağlık sorunlarına neden olmaktadır. Bu bir sosyal yara olduğu kadar, çocuk hakkı ihlalidir.
Okullarda En Az Bir Öğün Ücretsiz Yemek ve Ücretsiz Su Hak Olmalıdır
Tüketiciyi Koruma Derneği olarak talebimiz nettir:
Her çocuğa en az bir öğün sağlıklı ve ücretsiz yemek, Tüm okullarda ücretsiz ve temiz içme suyu sağlanmalıdır. Bu bir lütuf değil, çocukların beslenme ve yaşam hakkını koruyan sosyal devlet ilkesinin gereğidir. Bu uygulama, yoksulluğun çocuklar üzerindeki etkisini azaltmanın ve fırsat eşitliğini güçlendirmenin en etkili yollarından biridir.
Çocuklar Kamusal Hizmetlerin de Tüketicisidir Çocuklar yalnızca eğitim sisteminin değil; sağlık, beslenme, barınma, sosyal destek ve güvenlik gibi tüm kamusal hizmetlerin de doğrudan tüketicisidir.
Bu nedenle kamu hizmetlerinde: Standartların korunması, Şeffaflık, Erişim eşitliği, Hesap verebilirlik
çocuklar için hayati önem taşır.
Son Söz: Çocuk Hakları Ortak Vicdanımızdır
Bugün bir kez daha sesleniyoruz:
– Hiçbir çocuk eğitimden mahrum bırakılamaz.
– Hiçbir çocuk yoksulluğun, alım gücü düşüklüğünün veya ihmallerin bedelini ödememelidir.
– Hiçbir çocuk aç kalamaz.
– Hiçbir çocuk çalıştırılamaz.
Bir toplumun geleceği, çocuklarına nasıl baktığıyla ölçülür
TÜKODER –Tüketiciyi Koruma Derneği
Tükoder
